ÇATLAMIŞ ÇIRAK
Günlerden bir gün ik cam ustası bir araya gelmiş ve ortak iş yeri açmışlar. Bu ustaların ortak işyeri açmalarının sebebi ise onların da ustalarının bunu uygun görmesinden dolayıdır. Yani büyük ustalar eski ciraklari olan bu iki usta icin beraber işyeri açmalarının doğru olduğuna kanaat getirmiştir. Ama bir sıkıntı vardır ki bu beraber isyeri açan bu iki usta, birbirinden ölümüne tiksinmektedir. İkisi de birbirlerine baktikca kusasi gelmekte; ahlakını, aklını ve iş yapış şeklini begenmemektedir. Bundan dolayı bu dükkanın içindeki ustalar iş öyle mi yapılır yoksa böyle mi yapılır diye sürekli kavga etmekte, birbirlerine laf atmakta, dükkandaki camlar da kirilmakta ve dükkan bu yüzden sürekli sermaye kaybı yaşayıp zar zor ayakta kalmaktadır.
Loncada bir gelenektir, her dukkanin bir çırağı olması gerekir, kendi öğretisi, bilgisi, bir başkasıyla yaşayacaktır. Bu yüzden de bizim iki ortak ustamız hemen bir çırak almışlardır. Çırağı da bir yandan eğitmeye başlamışlardır. Ancak çırak surekli olarak dükkanda kavgadan dolayı oluşan kırıkları görmektedir. Sağa sola rahatca hareket edememekte kırıklar sürekli bir tarafına batmaktadir. Bu rahatsızlığın farkına varmış, bütün işini cam kırıklığı olmayacak şekilde yapmaya kendini adamıştır. Bu yuzden ustalariyla konuşurken de amaçladığı ve söylediği şey hep camların kirilmamasidir. Ancak camlar kirildikca yapılan uğraşların anlamsızlığını görmüştür. Bu çırak, iki ustanın bir arada olduğu sürece camların kırılmasının kesin olduğuna kanaat getirince yaptığı şey dükkandan ayrılmak olmuştur. Cam kırmaya yönelik hareket edene öfkelenmek huyu olmuştur.
Bu ustalar yetmemiş bir çırak daha almışlardır. Bu çırak ise önceki ciraktan farklı olarak kırık camları tamir etmeye odaklanmıştır. Kendini paralamistir. Çünkü bu çırak da cam kirilmasindan rahatsızdır. Bu kırıklığı sevmediği için tamire başlamış, her kırılan camı toplayıp bir şekilde tamir ederek geri kullanmıştır. Kırıkların kesiği ve batisini umursamaz hale gelmiştir. Bu işleyişi gören ustalar da utanmamış, cam kırmaktan cekinmemistir. Çünkü kırılan camı zaten tamir eden vardır. Ceplerine, emeklerine zarar yazmıyordur. Artık ustaların ellerine büyük bir imkan geçmiştir. Kendi bencilliklerine yenik düşmekte ödeyecekleri bedel olmadığı için bencilce davranmislardir. Faturayı çırak ödedikçe hepsinin tuzu kurudur. Çırak acısında ağlamıyordur, dışa vurmuyordur. Çırak aynı zamanda kacmiyordur da. Bu çocuk hayvan çiftliği kitabindaki Boxer gibidir. Sürekli birilerinin zararını telafi etmekten yorgun düşmektedir. Sonunda Boxer gibi catlamistir. Çatlayıp ölen çırağın cenazesini kaldırmayı bile ustalar becerememiş, bunun sonucunda da ceset kokmuştur. Kokuya dayanamayan komsular cenazeyi kaldırabilmek için mudahale etmek zorunda kalmıştır.
Diğer çırak ise ustalarından her an nefret edebilecek biri olmuştur. İşini cam kirilmamasi yonunde yapmaya çalışmış, bu yuzden mükemmeliyetçi bir hale bürünmüş. Ama iş yaparken zayiatin kaçınılmaz olduğunu fark edince kendisinin kırdığı camın sorumluluğunu almayı mottosu olarak benimsemiştir. Ustalarının kırdıkları camın sorumluluğundan kaçtıklarını gördükçe onlara karşı kinlenmis ve ofkelenmis, kendisinin onlar gibi olmasından korkmuştur. Onlara karşı güvenmekte her zaman güçlük çekmiştir. Hayatını her zaman başına kötü bir şey gelecek şekilde yaşamış ve hep en kötü şartlarda nasıl hayatta kalacağına dair hazırlık yapmıştır. Bundan dolayı da hiçbir zaman kimseye vaad vermemiş, bağ kurmamıştır. Uzun vadeli plan ise kendi dükkanını açana kadar yapmamıştır. Hep günlük yaşamıştır.
Peki bu beraber dükkan açan ustalar niye sürekli kavga etmiştir? Ekolleri farklıdır, doğruları farklıdır. Birbirlerini en baştan begenmemislerdir. Ortakliktan beklentileri farklıdır. Beraber dükkanı yürütmeye niyetlenilmemistir. Bir dükkanda birbirlerinin esiri olmuştur.
Peki ustalar dükkanları ayırıp birbirlerinin yüzünü görmediği halde cenazeyi kaldırmayı niye becerememiştir? Geçmiş musallat olmuştur. Kırılan camların hesabı net yapılmamıştır. Barış yapılmamış, sadece ateşkes olmuştur. Savaş baltalari gömulmemiş sadece dolaba kaldırılmıştır, her an ihtiyaç olur diye bir gözleri oradadır.
Şu an kaldırılamayan ceset her ikisine de musallat olmuştur. Ruhu ikisini de kovalamaktadır. Geceleri rahat uyku uyuyamaktadirlarlar.