Seçim Özel

Öncelikle başlamak gerekir ki, 14 Mayıs seçimin nasıl sonuçlanacağı hakkında bir tahminde bulunmuş, tahminimin tutması için de kendimce sebeplerim vardı. Tahminimin tutmaması ile birlikte hayal kırıklığını da yaşadım, moralim de ciddi anlamda bozuldu. Ama çuvalladığımı da kabul etmek gerekli. Öncelikli olarak bu hayal kırıklığı ve beklentinin kökeni, çuvallamanın sebepleri ve yaptığım analize göre çuvalladığım noktaya göre bir değerlendirmeler de yaptım.

Öncelikli olarak şuna değinmek gerekir ki, işin özelinde kazanmak ve kaybetmek ve elde edilen tüm kazanımları bir noktaya indirgemek ve süreçte elde edilen şeyleri fark etmemek önemli bir problem. Kimi insanlar da ise görüyorum ki, elde ettikleri şeylere sahip çıkmıyorlar. Daha da önemlisi oyunu kazanma üzerine kuruyorlar. Burada tabi ki de şöyle bir saçmalık da oluyor, kazanan şey meşrudur şeklinde. Ancak aslında, kendi ihtiyaç duyduğu şeyin meşru olduğu ve bunu sağlamak için mücadele verdiği şeklinde bir düzenek oluşturulmuyor. Bu bakış açısı da zaten patır kütür dağilmaya sebep oluyor. Ben de hislerimi kazanma veya kaybetme noktasında örgütlediğim için elde ettiğim kazanımların farkına varamamıştım.

Peki ben ne elde ettim? Kendimi ifade edebilmek, görüşlerimi açıklamak, ürettiğimi ve bir insan olarak var olduğumu hissetmek. Her zaman etraftan algıladığım simgesel bir baba ihtiyacından ziyade bir birey olarak var olmanın, kendisiyle yüzleşebilme ve kendi aksiyonlarının sonuçlarıyla yüzleşebilme cesaretini hissettim. İçine atılmış olduğum edilgen durumdan çıktım ve etken birisi haline geldim. Bunların benim için ne kadar kıymetli olduğunu ve yaşamdan aldığım tatmini ne kadar attırdığını, bir robottan ziyade bir insan olduğumu hissettirdi. 

İnsanın arzu ettiği şeyi kimse eline veremez, onu verebilecek tek şey kendisidir. Bu yüzden de istediği, arzu ettiği, ihtiyaç duyduğu şeye sahip çıkması gereklidir düşüncesindeyim. Kendimi özgürce düşünebildiğim, düşündüğümü ifade edebildiğim, istediğimi yazıp çizebildiğim bir hayatı yaşamak en çok ihtiyaç duyduğum şeylerden birisidir. Bu sebepten dolayı böyle bir hayatı inşa edebilme noktasında adımlar atıp inisiyatifler alıyorum ve de almaya devam edeceğim. Seçim özel yazısında gerek seçimler, gerek partiler, gerekse de stratejiler üzerine bir çok fikrim ve çözümlemem bulunmakta, ancak bunları paylaşmamak daha iyi olur şimdilik. Özellikle iki hafta varken bu konuda bir şeyler yazma konusunda da pek niyetli değilim, süreci izlemek sonrasında bir şeyler karalamak daha önemli. Zaten sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yermiş. Ama dediğim gibi benim yolum bir birey olma, insan olma yoludur, bunun için de kendim gerekli olan mücadeleyi vermenin peşindeyim, bir simgesel baba arayışında değilim. Simgesel bir babanın benim ihtiyacıma cevap verecek bir şey olduğuna, bana faydası olacağına inanmıyorum. Çünkü simgesel baba edilgenliğe iter, karar alma kabiliyetini köreltir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir